13 Haziran 2015 Cumartesi

Exodüs...

       



Exodüs... En büyük mülteci gemisi...

-------------------------------------------------------------------------------------------------------

Tam 4554 kişiydiler. Hitler'in soy kırımından kurtulan 4554 kişi.
Hüviyetleri, pasaportları, evleri, yurtları olmayan  tam 4554 kişi.
Yalnız üstlerindeki elbiseleri vardı. Bir de umutları...

Onları hiç kimse istemiyordu.


11 Temmuz 1947 günü Marsilya'dan yola çıktılar. Gemiyle gideceklerdi Filistin'e...
Oraya, uzaktaki umuda. Kurulmak üzere olan İsrail'e ...  Ne umutlarla Allah'im, ne umutlarla...
Geminin ismini değiştirmişlerdi. Yeni bir isim koymuşlardı.  Exodüs...
Tora'dan alınma bir kelime idi bu. Kelime anlamı çıkış. Sanki Mısır'dan çıkış gibi...
Ama kullanılış şekli ile Hicret daha doğru sanki. Bu anlamda kullanıldı.  
Hicret.
İsrail'e hicret...

Daha gemi Marsilya'dan hareket etmeden Araplar kıyameti koparmaya başladılar.
 Boykotlar, grevler, isyanlar, suikastlar....
İngilizler tırstılar.  Hem Araplar, hem Yahudiler Filistin'i cadı kazanına çevirmekteydiler.

Beyaz Kitaba göre bu göç yapılamazdı. (Ah o beyaz kitap,  milyonlarca Yahudinin
ölümüne sebep olan beyaz kitap, onu da yazacağım.)


Neyse, devam edelim, Exodüs yola çıkar çıkmaz İngiliz savaş gemileri  mülteci gemisini takip etmeye başladı. Seferi,  daha sonraları İsrail Ordusunun çekirdeğini oluşturacak olan Haganah organize ediyordu. Geminin kaptanı  ise İke'di.  İke Aranne... Efsanevi yılların efsanevi kaptanı...Daha sonraları  23 Aralık 2009 da öldüğünde  Simon Perez onu   "Liderdi, azimliydi, Exodüs seferine çok başka bir anlam katmıştı"  diye tanımlayacaktı.
Gemideki askeri komutan ise Yossi Harel idi. 27 Nisan 2008  tarihinde ölene  edene dek
hep Exodüs'ün komutanı olarak tanındı...Hani derler ya, komutan gibi komutandı.


Exodüs Tel-Aviv'in 20 mil açığında İngiliz gemileri tarafından durduruldu. Yedeğe aldılar  gemiyi ve Hayfa'ya çektiler. Mültecileri başka gemilere aktarmak istediler. Ben Gurion gemidekilere " teslim olun"  dedi. Kaptan İke  ve Yossi  "hayır bu, Milletler Cemiyeti (Birleşmiş Milletler'in o zamanki adı)  önünde güçsüzlük ifadesi olur"
diyerek emre uymadılar ve direndiler. Silahsızdılar, yalnız elleri, tırnakları ve tekmeleri vardı, ama direndiler.



Uzun etmeyelim, elbette İngiliz askerleri istedikleri gibi mültecileri başka gemilere aktardılar fakat arbede sırasında iki mülteci ve mürettebattan bir Amerikalı hayatını kaybetti. Onlarca mülteci yaralandı.
Gemiler çıkış noktaları olan  Marsilya'ya  gerisin geriye  hareket etti. Ancak mülteciler Marsilya' da karaya çıkmayı reddettiler.
Tabii bu arada  Yahudiler ellerindeki her  imkanı kullanarak basın yoluyla kıyameti koparıyorlardı. Dünya kamu oyunda İngiltere karşıtlığı almış başını gidiyordu. İngilizler tekrar arbedeyi göze alamadılar.  Fransızlar' dan yardım istediler.  Fransızlar kabul etmediler. 
Arada gemidekiler aç, perişan, gazeteler veryansın ediyorlar. Dayanamadı  İngilizler ve gemilere hareket emri verdiler. 
Nereye ?  
Hamburg'a...  
Hamburg  o tarihte İngilizlerin kontrolünde.  Gemiler oraya gelince mültecileri Hamburg yakınlarında Lübeck'teki  eski bir Nazi toplama kampına koydular. Yahudiler tekrar toplama  kampındaydı.
Başa geri dönmüşlerdi. Tam bir yıkım.

Fakat bu son olacaktı. Artık hiç bir mülteci gemisi geri çevrilmeyecekti. Majestelerinin hükümeti  pes edecek, politikasını değiştirecek ve  o tarihten sonraki mülteci gemilerini  Kıbrıs'a yönlendirecekti. Kıbrıs'ta Larnaka yakınlarında kurulan kampta bekletilen Yahudiler İsrail'in kuruluşu ile birlikte nihayet "benim yurdum" diyebilecekleri topraklara ayak basabileceklerdi....
Exodüs'tekiler ne oldu?  Önce,   Almanya'da ve  diğer Avrupa'da bulunan  ölüm kamplarındaki  Yahudileri İsrail'e getirebilmek için kurulan Brichah örgütü bunların büyük bir kısmını kaçırıp Filistin'e getirmeye muvaffak oldu. Geri kalanını da İngilizler, Kıbrıs'a naklettiler.  İsrail devleti resmen kurulduktan sonra onlar da vatanlarına kavuşabildiler....

------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bu ölüm gemilerinden kimler sorumluydu? İnsanlık bütün dünyada bitmiş miydi?
Neden bu insanları cüzzamlı gibi kimse istemiyordu?

İrdeleyeceğim efendim,  eğrileri, doğruları  araştırıp elimden geldiğince anlatacağım...Bakalım  doğru bildiğimiz yanlışlar var mı?



Bu yazımda Şalom gazetesi arşivlerinden  yararlandım. Bilgilerinize....

Bu hafta da bu kadar...
Sevgiyle kalın,
hoşça kalın...


Aaron Baruch   (Ankaralı)
  

    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder